Taraflar arasındaki “sigorta tazminatı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret (Kapatılan Kadıköy 3.Asliye Ticaret) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.09.2010 gün ve E:2007/708, K:2010/612 sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 22.01.2013 gün ve E:2011/919, K:2013/1334 sayılı ilamı ile önce onanmış; davalı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, bu istem kabul edilerek 09.07.2013 gün ve E:2013/9640, K:2013/14540 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilinin üstlendiği yol inşaatının %85’i koasürans esası üzerinden davalı tarafından sigorta örtüsüne alındığını, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sigortalı yol inşaatının 21-22.03.2007 tarihinde meydana gelen sel nedeniyle hasara uğradığını, genişletilmiş bakım teminatının da verildiğini, başvuruya rağmen sigorta tazminatının ödenmediğini ileri sürerek, 857.292,792 USD’nin reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, sigorta sözleşmesini Umman’da mukim... Com. firmasının imzaladığını, rizikonun 1 yıllık inşaat devresi bittikten sonra meydana geldiğini, daha sonra genişletilmiş bakım devresi klozunun başladığını, anılan kloza göre bir veya birden çok yüklenicinin sigorta konusuna verdiği zararlar ile inşaat süresi içinde veya kati kabul öncesi meydana gelmiş olmak koşuluyla bakım devresi içinde ortaya çıkan kayıp ve zararların teminat altına alındığını, rizikonun inşaat süresi içinde kısmi veya kati kabul öncesi meydana gelmediğini, teminat içinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, inşaat all risks sigorta poliçesine dayalı hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece zeyilname ile inşaat bitiş tarihinin 14.12.2006 gününe uzatıldığı, doğal afetlerdeki muafiyetin 100.000 USD’ye çıkarıldığı, poliçe konusu işe ait inşaat süresinin proje sahibi kuruluşun geçici kabulüne göre değil, kısmi yada kesin kabulüne bağlı bulunduğu, RE 004 genişletilmiş bakım klozu teminatının da bu dönemi koruma altına aldığı, anılan klozun 2.2. maddesi uyarınca sel rizikosunun teminat içinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda davacının yüklenicisi bulunduğu inşaat nedeniyle davalı şirketin tanzim ettiği poliçenin süresinin zeyilnameler ile 14.12.2006 tarihine kadar uzatıldığı, bu sürenin dolması ile birlikte on iki aylık bakım devresi teminatının başladığı, poliçede Munich Re 004 Genişletilmiş Bakım (12 ay) Klozunun bulunduğu ve inşaattaki hasarın 21-22.03.2007 tarihinde meydana gelen sel afeti nedeniyle oluştuğu konularında taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bakım devresi içinde sel nedeniyle meydana gelen hasarın, teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İnşaat sigortalarında inşaat faaliyetlerinin başladığı tarihten geçici kabulün onaylanmasına kadar devam eden süre, inşaat süresini oluşturur. Bu aşamadan sonra kesin kabule kadar geçecek süre ise teminat süresi veya bakım devresi olarak adlandırılır. İnşaat sigortasında maddi sigorta süresi, sigorta sözleşmesinde gösterilen esas inşaat süresi ile sınırlıdır. Bununla beraber müteahhidin faaliyetleri ve sorumluluğu, geçici kabulden sonra da devam eder. İnşaat sigortası sadece esas inşaat süresi için koruma sağladığından, bu süreden sonra da sorumluluğu devam eden müteahhidin, bakım devresi için sigortacı ile anlaşması ve ek prim ödemesi gerekir. İnşaat sigortalarındaki bakım devresinde sigortacı açısından risk azalmaktadır. Bu devrede poliçe all risks özelliğinden çıktığından, sadece eksikliklerin tamamlanması sırasında ve genellikle bu faaliyetlerle sınırlı olarak, müteahhit tarafından gerçekleştirilen zarar ve hasarlar güvence altına alınmaktadır. Bu nedenle bakım devresinde meydana gelen ziya ve hasarların teminata dahil sayılabilmesi için müteahhidin sorumluluğunda olan bir sebepten kaynaklanması gerekir. Doğal afetler, yangın, hırsızlık gibi nedenlerden kaynaklanan ziya ve hasarların sorumluluğu da müteahhide ait olmakla beraber, bu ziya ve hasarlar eksikliklerin giderilmesi faaliyetleri ile ilgili olmadığından, bakım devresi teminatı dışında kalır (MR 003 ve 004). Bu türden riskler için müteahhidin işletme sigortası yaptırması tavsiye edilmektedir (Yrd. Doç. Dr. Ali Ayli, İnşaat Bütün Riskler Sigortasında Riziko, Ankara 2012, s: 149-150).
Somut olayda da mahkemece karar yerinde, hasarın meydana geldiği tarihte sigorta konusu işin kısmi ya da kesin kabulünün yapılmayıp geçici kabulünün yapılmış olduğu, bu süreçte inşaat işinin devam ettiği ve bakım klozu teminatının yürürlükte bulunduğu, bu nedenle de Munich Re 004 Klozunun 2. bendindeki şartın gerçekleştiği ve hasarın teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere inşaat sigortasında maddi sigorta süresi, sigorta sözleşmesinde gösterilen esas inşaat süresi ile sınırlıdır. Somut uyuşmazlıkta da sigorta sözleşmesinde poliçenin bitiş tarihi, zeyilnamelerle 14.12.2006 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu süre aynı zamanda geçici kabulün yapıldığı tarih olup, poliçeye göre anılan tarih itibariyle inşaat süresi bitmiş ve bakım devresi başlamıştır. Poliçede belirtilen son sürenin bitimi ile inşaat all risks teminatı sona erer ve sadece belirli riskleri karşılayan bakım devresi teminatı başlar. İnşaatın fiilen bitirilmemiş olduğu gerekçesiyle inşaat süresinin kısmi veya kesin kabul tarihine kadar uzadığının kabul edilmesi, poliçede bakım dönemi için ek teminat verilmesini anlamsız kılar. Ayrıca hem bu şekilde inşaat süresinin kesin kabul tarihine kadar uzadığının, diğer bir deyişle dava konusu hasarın inşaat süresi içinde meydana geldiğinin söylenmesi hem de hasarın bakım teminatı kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi, kendi içinde de çelişkilidir. Kaldı ki yüklenici davacı dahi, inşaatın bitmemesi sebebiyle ilk poliçenin süresi sona ermesine rağmen davalı ... şirketi ile zeyilname düzenlemek suretiyle inşaatın bitiş tarihini geçici kabul tarihi olan 14.12.2006 tarihine kadar uzattığını, geçici kabul ile birlikte bakım devresi teminatının başladığını, zararın da bakım devresinde meydana geldiğini açıkça kabul etmektedir. O halde somut uyuşmazlık yönünden, taraflar arasında bu dönemde uygulanacağı ihtilafsız bulunan Munich Re 004 Klozunun ikinci bendine ne anlam verileceği önem kazanmaktadır.
Bu bende göre ancak “inşaat süresi içinde meydana gelip de sonuçları bakım devresi içinde ortaya çıkan kayıp ve zararlar” sigorta teminatına dahildir. Somut olay yönünden de sel rizikosunun, anılan hüküm uyarınca teminat kapsamında kalması için 14.12.2006 tarihinden önce meydana gelmesi, ancak sonuçlarının yani zararın, bakım devresi içinde ortaya çıkması gereklidir. Dolayısıyla mahkemenin inşaat süresi dışında (geçici kabul tarihinden sonra) ve bakım devresi içinde meydana gelen sel hasarının bu madde kapsamında teminata dahil olduğunu kabul etmesi doğru değildir.
Klozun başlangıcında poliçe şartlarına ve ekli zeyilnamelere yapılan atıf da inşaat süresi için poliçede verilen tüm teminatların, bakım devresi için de geçerli olduğu anlamına gelmez. Zira yukarıda da belirtildiği gibi bakım devresinde poliçe, all risks özelliğinden çıktığından ve sigortacı açısından risk azaldığından, Munich Re 004 Klozu ile sadece klozda belirtilen iki hal teminat kapsamına alınmaktadır. Aksinin kabulü, sigortacı için riskin azaldığı bakım devresinde, inşaat all risks teminatlarına, anılan klozda belirtilen iki teminatın daha ilave edildiği anlamına gelir ki bu kabul şekli, anılan klozun amacıyla ve bakım devresinin niteliği ile bağdaşmaz.
Bu itibarla mahkemece, sel olayı nedeniyle meydana gelen dava konusu hasar bedelinin, Munich Re 004 Klozunun ikinci bendi uyarınca teminat kapsamında kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından, Dairemizin 22.01.2013 tarih ve 2011/919 E., 2013/1334 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...)
gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, inşaat sigorta poliçesine dayalı hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin davacının üstlendiği yol inşaatına ilişkin olduğu, sel rizikosunun 21/22.03.2007 tarihinde meydana geldiği, yetkili mahkemece hasar tespiti yapıldığı, geçici kabul komisyonunun 22.01.2007 tarihli tutanağından tali işlerin tamamen bitirilmesi için bu tarihten itibaren 90 gün süre belirlendiği, bu sürenin 22.04.2007 tarihinde dolacağı, geçici kabul tutanağının 14.12.2006 tarihinden itibaren kabulünün tavsiye edilerek, ilgili makamlarca onaylandığı, yol yapım işlerine ait 55 numaralı hakediş referans ön yazılarıyla 26.12.2007 tarihinde tanzim edilip ve denetim hizmetleri için de Nisan/Mayıs 2007 ayları için makbuz karşılığı ödeme yapıldığının anlaşıldığı, 14.12.2006 tarihiyle 22.04.2007 tarihleri arasında geçici kabulde belirlenen işlerin giderilmesi için hakediş ile denetim hizmetleri ödemelerine göre 2007 yılı sonuna kadar dava konusu yol yapım işlerinde çalışmalar yapıldığı ve bunlara devam edildiği, zeyilname ile inşaat bitiş tarihinin 14.12.2006 gününe uzatıldığı, doğal afetlerdeki muafiyetin 100.000 USD’ye çıkarıldığı, poliçe konusu işe ait inşaat süresinin proje sahibi kuruluşun geçici kabulüne göre değil, kısmi ya da kesin kabulüne bağlı bulunduğu, RE 004 genişletilmiş bakım klozu teminatının da bu dönemi koruma altına aldığı, anılan klozun 2.2 maddesi uyarınca sel rizikosunun teminat içinde olduğu, kesin kabulün bulunmadığı, poliçe genel şartlarının 14/b ve 14/g maddeleri kapsamında mahalli mahkemece zararın belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 857.292,79 USD’nin 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verdiği karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece önce onanmış; daha sonra davalı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilerek yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece, önceki gerekçelerine ilave olarak “…poliçe metnine göre, tarafların inşaat sigortası koşullarını bakım devresi için de uzatmış olup, sel rizikosunun poliçe teminatı kapsamında olduğu…” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; bakım devresi içinde sel nedeniyle meydana gelen hasarın, sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, uyuşmazlığa konu olan “İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi”nin ekini oluşturan ve “Onay 004:Poliçenin Bakımı Kapsayacak Şekilde Uzatılması” başlığını taşıyan kloz (özel şart); “Poliçede yer alan veya onaylanan kayıt, istisna ve hükümler çerçevesinde ve sigortalının mutabık kalınan ekstra primi ödemesi kaydıyla, bu sigortanın kapsamının sözleşme işlerinde;
- sözleşmenin bakım hükümleri kapsamındaki yükümlülüklere riayet etmek amacıyla gerçekleştirilen faaliyetler sırasında yüklenici(ler)in yol açtığı,
- zarar veya ziyana uğrayan kesimle ilgili iş bitirme belgesi düzenlenmeden önce bu zarar veya ziyana montaj süresince sahada yol açılması kaydıyla bakım süresinde meydana gelen, Zarar veya ziyanları kapsayacak şekilde burada belirtilen bakım süresi kadar uzatılacağı kabul edilmiş ve anlaşılmıştır. Hükmünü içermektedir.
Yine yukarıda belirtilen poliçenin eki niteliğindeki belgede “Genel istisnalar” başlığı altında (d) bendinde; “Sigortacılar….işin tamamen veya kısmen bir sona ermesi nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak meydana gelen veya bunlardan ortaya çıkan yada bunların sebep olduğu tüm zarar, hasar veya mesuliyete karşı sigortalıyı tazmin etmeyecektir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan, Münih Kuralları (Munich Re) olarak bilinen ve yukarıdaki poliçe içeriğinde atıf yapılan “Munich Re 004 Genişletilmiş Bakım Devresi Teminatı Klozu”nda (özel şartında) ise; “Bu kloz ile poliçe şartlarında ve ekli zeyilnamelerde yer alan diğer hükümler aynen saklı kalmak ve taraflarca kararlaştırılmış ek primin sigorta ettiren tarafından sigortacıya ödenmesi koşuluyla bakım devresi teminatının, aşağıda belirtilen hallerde ve süreler içinde sigorta konusu işlerde oluşacak hasarları kapsayacak biçimde genişletilmesi taraflarca kararlaştırılmıştır. Buna göre:
-Yapı sözleşmesinin bakım devresini düzenleyen hükümleri uyarınca bir veya birden çok yüklenicinin bakım faaliyetleri sırasında sigorta konusuna verdikleri kayıp ve zararlar ile,
-İnşaat süresi içinde ve kısmi veya kati kabul öncesi meydana gelmiş olmak koşuluyla bakım devresi içinde ortaya çıkan kayıp ve zararlar sigorta teminatına dahil edilmiştir.”
Yukarıda içeriklerine yer verilen hükümlerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu, geçici kabulün yapıldığı ve inşaat sigortasının bittiği 14.12.2006 tarihinden önce verilen tüm teminatların, bakım devresi bakımından da geçerli olduğunun kabulü gerekir. Zira, Munich Re 004 klozunun başlangıcındaki “…poliçe şartlarında ve ekli zeyilnamelerde yer alan diğer hükümler aynen saklı kalmak…” ibareleriyle yukarıda içeriğine yer verilen poliçenin özel şartlarına atıf yapılmakta olup; buna göre de, inşaat süresinin geçici kabule göre değil, poliçede açıkça yer verildiği üzere, “iş bitirme belgesi düzenlenmesi”ne (yani kısmi veya kesin kabule) bağlı olduğu kararlaştırılmıştır.
Buna göre; 14.12.2006 tarihinde yapılan geçici kabulden sonra 21/22.03.2007 tarihinde (genişletilmiş bakım devresinde) meydana gelen sel afeti nedeniyle yolda oluşan hasarı tazmin yükümlülüğünün davalı sigortacıda olduğu belirgindir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmede bir kısım üyelerce, Özel Daire bozma ilamının yerinde olduğu ve bu nedenle yerel mahkeme direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de; Kurul çoğunluğunca yukarıda belirtilen gerekçelerle bu görüş benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, yerel mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı ... ettirenin rizikoyu ihbarla birlikte eksper tayin edilerek zararının belirlenmesi yönündeki talebinin taraflar arasındaki sözleşmenin bir parçası olan genel şartlarda belirlenen hakem-bilirkişi prosedürüyle bir ilgisinin olmamasına, Umman Sultanlığı Asliye Mahkemesi'ne başvurularak yaptırılan tespit sonrası düzenlenen raporun kesinleşmiş hakem raporu olarak değerlendirilmesinin yerinde bulunmamasına, her ne kadar anılan rapor tarafları bağlayıcı bir nitelik taşımaz ise de, zarar tutarının belirlenmesinde bir veri olarak alınmasında yanlışlık olmamasına, aralarında inşaat mühendisliği alanında uzmanın bulunduğu bilirkişi kurulu tarafından bu tespit raporu da değerlendirilerek tüm kanıtlar çerçevesinde zararın belirlenmiş bulunmasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan direnme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (1.946,20) TL. onama harcın temyiz edenden alınmasına, 04.05.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, inşaat all risk sigorta sözleşmesine dayalı sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık, bakım devresi içinde, sel nedeniyle meydana gelen hasarın, genişletilmiş bakım devresi klozu MR 004 teminatı kapsamında olup olmadığı konusundadır.
Yerel mahkeme direnme kararında, "Yüce Daire bozma gerekçesinde, Munich Re 004 Klozunun ikinci bendine ne anlam verileceğinin önem kazandığını, bu bende göre ancak “inşaat süresi içinde meydana gelip de sonuçları bakım devresi içinde ortaya çıkan kayıp ve zararlar” sigorta teminatına dahil edildiğini, somut olay yönünden de sel rizikosunun, anılan hüküm uyarınca teminat kapsamında kalması için 14.12.2006 tarihinden önce meydana gelmesi, ancak sonuçlarının yani zararın, bakım devresi içinde ortaya çıkması gerektiğini belirtmiştir. Oysa, inşaat süresi içinde meydana gelen, ancak sonuçları bakım devresinde ortaya çıkan riziko ve hasar zaten, rizikonun inşaat süresi içinde gerçekleşmiş olması nedeniyle, sigorta teminatı kapsamındadır. Bunun bakım devresi için yeni bir teminat gibi primlendirilmesi anlamsız olacaktır. Yani, sonuçları sonradan ortaya çıksa bile, inşaat süresinde meydana gelen rizikolor, zamanaşımı süresi geçmedikçe, zaten inşaat sigortasının teminatı altındadır. Bunun yeni bir riziko gibi, bakım devresinde tekrar sigorta teminatı altına alınması ve pirim ödenmesi anlamsız olacaktır.
O halde, bakım devresinde verilmiş olan Munich Re 004 Klozu teminatının, taraflar için anlamlı olacak bir şekilde yorumlanması gerekir. Bu yorumun, bakım devresi içinde gerçekleşen ve müteahhidin sorumlu tutulacağı bir riziko şeklinde yapılması, sigortanın yapılması amacına paralel olarak, tarafların iradelerine uygun olacaktır. Tüm bu açıklamalara göre, davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir." demiştir.
İhtilafın çözümü için İnşaat Sigortası Genel Şartlarının ilgili hükümleri çerçevesinde, olayı incelemek gerekir.
İnşaat Sigortası Genel Şartlarının A.1 maddesine göre, hasarın teminat müddeti içinde meydana gelmesi şarttır. Poliçe süresi 14.12.2006 tarihinde bittiğinden, hasar teminat süresi içerisinde meydana gelmemiştir.
Genel Şartların A.3 maddesine göre, inşaatın bitim veya geçici kabulünden sonra başlayan bakım devresi, ek sözleşme ile teminat kapsamına alınabilir. Dava konusu olayda da, ek sözleşme ile bakım devresi teminat altına alnmıştır.
Genel Şartların A.4 maddesinin c bendine göre, inşaatın tamamlanan veya geçici kabulü yapılan, yahut işverene teslim edilen veya işveren tarafından kullanılan kısımlarında, doğrudan doğruya veya dolayısıyla meydana gelecek ziya ve hasarlar teminat dışıdır. Ancak, bu bölümler için, poliçe ile bakım devresi teminatının alınmış olması halinde, ilgili kloz çerçevesinde ek teminat içeriğine giren hasarlar sigortalı sayılır.
Genel Şartların A.5 maddesine göre, teminat poliçede belirtilen bitiş tarihinde sona erer. Ancak, inşaatın bu tarihten önce kısmen veya tamamen bitirilip işverene teslimi ve/veya kullanıma başlanması halinde, inşaat bütün riskler teminatı süresi, bu kısımlar için herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın sona erer ve poliçede temin edilmişse bakım devresi teminatı başlar.
Bu hükümlere göre, poliçedeki süre bitmişse, teminat mutlaka sona erecektir. Süre henüz bitmemiş olmakla birlikte, maddede sayılan durumlar gerçekleşmişse, teminat yine sona erecektir. Dava konusu olayda, inşaat all risks sigorta poliçesi süresi zeyilnameler ile 14.12.2006 tarihine kadar uzatılmıştır.
Hasara neden olan sel, bu tarihten sonra, bakım devresi içerisinde meydana gelmiştir. Dolayısıyla bu hasarın, inşaat all risks sigortası poliçesi teminatı kapsamında olmadığı konusunda tereddüt yoktur. Poliçenin 14.12.2006 tarihinde süresinin dolmasıyla, bir yıllık bakım teminatı başlamıştır.
Bu konularda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
İhtilaflı husus, bakım devresinde sel sebebiyle meydana gelen hasarın, bakım devresi için verilen, bakım teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususudur.
Dairemiz bozma ilamında "İnşaat sigortalarında inşaat faaliyetlerinin başladığı tarihten geçici kabulün onaylanmasına kadar devam eden süre, inşaat süresini oluşturur. Bu aşamadan sonra kesin kabule kadar geçecek süre ise, teminat süresi veya bakım devresi olarak adlandırılır. İnşaat sigortasında maddi sigorta süresi, sigorta sözleşmesinde gösterilen esas inşaat süresi ile sınırlıdır. Bununla beraber müteahhidin faaliyetleri ve sorumluluğu, geçici kabulden sonra da devam eder. İnşaat sigortası sadece esas inşaat süresi için koruma sağladığından, bu süreden sonra da sorumluluğu devam eden müteahhidin, bakım devresi için sigortacı ile anlaşması ve ek prim ödemesi gerekir. İnşaat sigortalarındaki bakım devresinde sigortacı açısından risk azalmaktadır. Bu devrede poliçe all risks özelliğinden çıktığından, sadece eksikliklerin tamamlanması sırasında ve genellikle bu faaliyetlerle sınırlı olarak, müteahhit tarafından gerçekleştirilen zarar ve hasarlar güvence altına alınmaktadır. Bu nedenle, bakım devresinde meydana gelen ziya ve hasarların teminata dahil sayılabilmesi için, müteahhidin sorumluluğunda olan bir sebepten kaynaklanması gerekir. Doğal afetler, yangın, hırsızlık gibi nedenlerden kaynaklanan ziya ve hasarların sorumluluğu da müteahhide ait olmakla beraber, bu ziya ve hasarlar eksikliklerin giderilmesi faaliyetleri ile ilgili olmadığından, bakım devresi teminatı dışında kalır (MR 003 ve 004). Bu türden riskler için müteahhidin işletme sigortası yaptırması tavsiye edilmektedir (Yrd. Doç. Dr. Ali Ayli, İnşaat Bütün Riskler Sigortasında Riziko, Ankara 2012, s: 149-150).
Somut olayda da mahkemece karar yerinde, hasarın meydana geldiği tarihte, sigorta konusu işin kısmi ya da kesin kabulünün yapılmayıp geçici kabulünün yapılmış olduğu, bu süreçte inşaat işinin devam ettiği ve bakım klozu teminatının yürürlükte bulunduğu, bu nedenle de Munich Re 004 Klozunun 2. bendindeki şartın gerçekleştiği ve hasarın teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, inşaat sigortasında maddi sigorta süresi, sigorta sözleşmesinde gösterilen esas inşaat süresi ile sınırlıdır. Somut uyuşmazlıkta da, sigorta sözleşmesinde poliçenin bitiş tarihi, zeyilnamelerle 14.12.2006 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu süre, aynı zamanda geçici kabulün yapıldığı tarih olup, poliçeye göre anılan tarih itibariyle inşaat süresi bitmiş ve bakım devresi başlamıştır. Poliçede belirtilen son sürenin bitimi ile inşaat all risks teminatı sona erer ve sadece belirli riskleri karşılayan bakım devresi teminatı başlar. İnşaatın fiilen bitirilmemiş olduğu gerekçesiyle, inşaat süresinin kısmi veya kesin kabul tarihine kadar uzadığının kabul edilmesi, poliçede bakım dönemi için ek teminat verilmesini anlamsız kılar. Ayrıca hem bu şekilde inşaat süresinin kesin kabul tarihine kadar uzadığının, diğer bir deyişle dava konusu hasarın inşaat süresi içinde meydana geldiğinin söylenmesi, hem de hasarın bakım teminatı kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi, kendi içinde de çelişkilidir. Kaldı ki yüklenici davacı dahi, inşaatın bitmemesi sebebiyle ilk poliçenin süresi sona ermesi nedeniyle, davalı ... şirketi ile zeyilname düzenlemek suretiyle inşaatın bitiş tarihini, geçici kabul tarihi olan 14.12.2006 tarihine kadar uzattığını, geçici kabul ile birlikte, bakım devresi teminatının başladığını, zararın da bakım devresinde meydana geldiğini açıkça kabul etmektedir. O halde somut uyuşmazlık yönünden, taraflar arasında bu dönemde uygulanacağı ihtilafsız bulunan Munich Re 004 Klozunun ikinci bendine ne anlam verileceği önem kazanmaktadır.
Bu bende göre, ancak “inşaat süresi içinde meydana gelip de sonuçları bakım devresi içinde ortaya çıkan kayıp ve zararlar” sigorta teminatına dahildir. Somut olay yönünden de sel rizikosunun, anılan hüküm uyarınca teminat kapsamında kalması için 14.12.2006 tarihinden önce meydana gelmesi, ancak sonuçlarının yani zararın, bakım devresi içinde ortaya çıkması gereklidir. Dolayısıyla mahkemenin inşaat süresi dışında (geçici kabul tarihinden sonra) ve bakım devresi içinde meydana gelen sel hasarının, bu madde kapsamında teminata dahil olduğunu kabul etmesi doğru değildir.
Klozun başlangıcında, poliçe şartlarına ve ekli zeyilnamelere yapılan atıf da, inşaat süresi için poliçede verilen tüm teminatların, bakım devresi için de geçerli olduğu anlamına gelmez. Zira yukarıda da belirtildiği gibi, bakım devresinde poliçe, all risks özelliğinden çıktığından ve sigortacı açısından risk azaldığından, Munich Re 004 Klozu ile sadece klozda belirtilen iki hal teminat kapsamına alınmaktadır. Aksinin kabulü, sigortacı için riskin azaldığı bakım devresinde, inşaat all risks teminatlarına, anılan klozda belirtilen iki teminatın daha ilave edildiği anlamına gelir ki bu kabul şekli, anılan klozun amacıyla ve bakım devresinin niteliği ile bağdaşmaz.
Bu itibarla mahkemece, sel olayı nedeniyle meydana gelen dava konusu hasar bedelinin, Munich Re 004 Klozunun ikinci bendi uyarınca teminat kapsamında kalmadığına..." işaret edilmek suretiyle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Dairemizin bozma kararında, "Yrd. Doç. Dr. Ali Ayli, İnşaat Bütün Riskler Sigortasında Riziko, Ankara 2012" adlı esere atıf yapılmıştır. Bu kitabın müellifi tarafından hazırlanan ve davacı vekili tarafından dosyaya sunulan "Uzman Görüşü"nün 5. sayfasında, kararda yer verilen beyanlarının, dar güvenceli bakım devresi ile ilgili olduğu, kitabın 151. sayfasında, uygulamada bakım devresi teminatının, dar güvenceli ve geniş güvenceli olmak üzere iki şekilde verildiği belirtililerek, geniş güvenceli bakım devresinin inşaat sahasındaki her çeşit zarar ve ziyanı kapsadığını açıkladıkları ifade edilmiştir.
Aynı eserin 151. sayfasındaki geniş güvenceye ilişkin açıklama "Geniş güvence ise, dar güvenceye ek olarak işin tamamlandığına dair kesin kabul sertifikasının alınmasına kadar olan sürede müteahhidin inşaat sahasında sebep olacağı her çeşit zarar ve ziyanı kapsar." şeklindedir.
Yine aynı sayfada, geniş güvence ile ilgili bu açıklama yapıldıktan sonra, İnşaatın Zamanından Önce Bitirilmesi başlığı altında, "Bakım devresi teminatı sınırlı bir koruma sağladığından gerek müteahhit gerek iş sahibi doğal afetler, yangın, su baskını, hırsızlık gibi rizikolar için güvence elde etmek istiyorlarsa, bu rizikoları teminat altına alan sigortaları yaptırmak zorundadırlar." açıklaması bulunmaktadır. (Yrd. Doç. Dr. Ali Ayli, İnşaat Bütün Riskler Sigortasında Riziko, Ankara 2012 Sayfa 151)
Geniş güvenceye ilişkin açıklamada, geniş güvencenin, müteahhidin inşaat sahasında sebep olacağı her çeşit zarar ve ziyanı kapsayacağı belirtildiğinden, müteahhitin sebep olmadığı sel hasarının, bakım teminatı kapsamında olmadığı sonucuna varılmıştır.
Genişletilmiş bakım teminatı olan Munich Re 004 Klozu, iki hususu teminat altına almaktadır
Birincisi, yapı sözleşmesinin bakım devresini düzenleyen hükümleri uyarınca, bir veya birden çok yüklenicinin, bakım faaliyetleri sırasında, sigorta konusuna verdikleri kayıp ve zararlar teminat kapsamına alınmıştır. Dava konusu sel hasarından kaynaklanan zarar, yüklenicinin verdiği bir zarar olmadığından, bu kloza göre teminat kapsamında değildir.
İkincisi, inşaat süresi içinde ve kısmi veya kati kabul öncesi meydana gelmiş olmak koşuluyla, bakım devresi içinde ortaya çıkan kayıp ve zararlar sigorta teminatına dahil edilmiştir. Bunun için, hasarın inşaat süresi içinde meydana gelmesi şarttır. Dava konusu sel hasarı, geçici kabul yapıldıktan sonra, bakım teminatı döneminde meydana geldiğinden, inşaat süresi içinde meydana gelme şartı gerçekleşmemiştir. Bu nedenle, dava konusu sel hasarı, bu kloza göre bakım teminatı kapsamında değerlendirilemeyecektir.
Bu nedenlerle, bakım devresinde meydana gelen selden kaynaklanan hasarın, Munich Re 004 Bakım Klozunu teminatı kapsamında kalmadığı, dolayısıyla yerel mahkemenin direnme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz.
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.05.2016 tarih ve 2014/716 E., 2016/572 K. nolu kararı)
Yorum Bırak