1- 173 sayılı İlamın 29. maddesiyle; … Üniversitesi tarafından ihalesi yapılan, …-… Konsorsiyumu yüklenimindeki … Yapım İşinde gecikme cezasının eksik tahsil edildiği gerekçesiyle … TL’nin tazminine ilişkin hüküm tesis edilmiştir.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Temyize konu işbu ilam maddesindeki ifadelerle; dosyası incelenen söz konusu işin sözleşmesine göre iş bitim tarihi olan 04.08.2018 tarihinden gecikme cezasının eksik kesilmesine yönelik tazmin hükmü verilmesine kadarki sürecin şu şekilde geliştiği görülmüştür:

- Yüklenici sözleşmesine göre iş bitim tarihi olan 04.08.2018 tarihinde işi tamamlayamamış olup, bu tarihten itibaren 52 gün süre uzatımı verilmiştir. Buna göre ilk süre uzatım kararına göre işin 25.09.2018 tarihinde tamamlanması gerekmektedir.

- Yüklenici 52 günlük süre uzatımına rağmen işi tamamlayamamış ve 26.09.2018 tarihi ile 15.11.2018 tarihleri arasında cezalı çalışmıştır. (Bu dönemde önce 26.09-18.10.2018, daha sonra 19.10-15.11.2018 tarihleri arasında 7. ve 8. hakedişlerden gecikme cezaları kesilmiştir.)

- 14.11.2018 tarihinde yüklenici firmanın Üniversiteden geçici kabul talep etmesi nedeniyle cezalı çalışması durdurulmuştur.

- 14.11.2018 tarihli ve 925 sayılı yazı ile Üniversite Genel Sekreterliği müşavir firmaya (…) kabul ile ilgili inceleme yazısı yazmıştır.

- 16.11.2018 tarihinde yapım işinin konusu olan binada yangın çıkmış ve aynı tarihte itfaiye tarafından müdahale edilerek yangın söndürülmüştür. İlgili itfaiye raporunda yangın sebebi olarak; “4. Kat dâhilinde yapılan kaynak çalışmaları ve kesim işlemleri sırasında oluşan sıcak çapak ve kıvılcımların kat boşluğundan düşerek alt katta bulunan teknik ve depo da olarak kullanılan oda içerisindeki muhtelif inşaat malzemeleri karton, naylon vb. ambalajları tutuşturarak yangın başlangıcının meydana geldiği ve alt taraftaki 2. Kat oda dâhiline sirayet ederek geliştiği kanaati hâsıl olmuştur.” denilmiştir.

- 26.11.2018 tarihinde müşavir firma tarafından işin geçici kabule hazır olduğu şeklinde olur cevabı verilmiş, ancak bununla birlikte yangından dolayı eksikler de sıralanmıştır.

- Firma bu arada yangının meydana geldiği günden itibaren yasal süresi içinde yani 06.12.2018 tarihine kadar 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 8 inci maddesine uygun bir şekilde mücbir sebep başvurusu yapmamıştır.

- 26.11.2018 tarihli müşavir firma yazısı ve yüklenici firmanın 19.12.2018 tarihli (yasal süreden 13 gün sonra) …-023 sayılı dilekçesine istinaden 21.12.2018 tarihinde geçmişe dönük …, …, …, … imzasıyla 16.11.2018 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde süre uzatım kararı verilmiştir.

- Belgelere göre firmanın mücbir sebep ileri sürerek süre uzatım dilekçesi verdiği tarih yangından 33 gün ve yasal süreden 13 gün sonra olup mevzuat gereği süre yönünden usule aykırı ve kabul edilmemesi gereken bir dilekçedir.

- Usule aykırı şekilde 21.12.2018 tarihinde verilen süre uzatım kararından sadece 5 gün sonra bu sefer Kontrol teşkilatında görevli …, Dr. Fevzi DANSIK, İnşaat Mühendisi …, Elektrik Teknikeri …, Tesisat Teknikeri …’dan sadece … ve Dr. …’ın imzası ile geçici kabule hazır olduğundan hareketle geçici kabul teklif belgesi 26.12.2018 tarihinde hazırlanmıştır. Bu arada 26.12.2018 tarihinde müşavir firma tekrar kabule teklif yazısı yazmıştır.

- Bu yazıya istinaden söz konusu işin geçici kabulü 31.12.2018 tarihinde yapılmış ve bu tarihte 40 sayfalık eksik ve 4 sayfalık kusur ve noksanlık listesi hazırlanmış; ancak bu eksik, noksan ve kusurlu imalatların yüzde kaça tekabül ettiğine dair bir hesaplama yapılmamıştır.

- Geçici kabul eksiklikleri için yükleniciye 30 gün süre verilmiştir. (30.01.2019 tarihine kadar)

- Yapım İşleri Daire Başkanlığı verilerine göre 31.12.2018 tarihi itibariyle işin nakit ödeme yüzdesi yüzde 89’dur.

- Yukarıdaki bilgi ve belgelere göre;

a) 16.11.2018 tarihli yangından sonraki süreçte belgelere göre firmanın mücbir sebep ileri sürerek süre uzatım dilekçesi verdiği tarih, yangından 33 gün ve yasal süreden 13 gün sonra olup; mevzuat gereği süre yönünden usule açıkça aykırı ve kabul edilmemesi gereken bir dilekçe olduğu,

b) Geçici kabul eksikleri kapsamında oluşturulan 40 sayfalık eksik ve 4 sayfalık kusur ve noksanlar listesi içerisinde binanın kullanımına engel pek çok kalem olduğu, bu haliyle 31.12.2018 tarihinde işin % 95’nin tamamlandığının kabulüne imkân bulunmadığı,

c) Yapım İşleri Daire Başkanlığı verilerine göre de 31.12.2018 tarihi itibariyle işin nakit ödeme yüzdesinin yüzde 89 olduğu,

d) Geçici kabul eksikleri kapsamında oluşturulan 40 sayfalık eksik ve 4 sayfalık kusur ve noksanlar listesine dâhil imalatların sözleşmenin yüzde kaçına tekabül ettiğine dair bir hesaplama yapılmadan geçici kabulün gerçekleştirildiği

Tespitlerine binaen,

- Mücbir sebep olarak ileri sürülen yangın olayının yüklenicinin kusurundan ileri gelmesi nedeniyle yangın gerekçeli mücbir sebep talebinin esastan reddi gerektiği,

- Mücbir sebep olarak ileri sürülen yangın olayının meydana gelmesinden itibaren 20 gün içinde idareye yazılı olarak bildirimde bulunulması şartı gerçekleşmemesi nedeniyle başvurunun ayrıca usul yönünden reddi gerektiği,

- 31.12.2018 tarihinde Geçici Kabulü yapılan işin henüz geçici kabul safhasında bulunmaması nedeniyle geçici kabulünün yapılmaması ve geçici kabule hazır hale getirilinceye kadar cezalı çalışmaya devam etmesi veya mevzuattaki diğer hukuki yollara başvurulması gerektiği

Değerlendirmeleriyle, yangının çıktığı tarih ile 2018 yılının son günü (aynı zamanda geçici kabulün yapıldığı tarih) arasındaki gecikme cezasının eksik kesilmesinden kaynaklanan kamu zararı tutarı için tazmin hükmü verilmiştir.

4735 sayılı Kanunun “Mücbir sebepler” başlıklı 10 uncu maddesinde:

“Mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller aşağıda belirtilmiştir:

a) Doğal afetler.

b) Kanuni grev.

c) Genel salgın hastalık.

d) Kısmî veya genel seferberlik ilânı.

e) Gerektiğinde Kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller.

Süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dâhil olmak üzere, idare tarafından yukarıda belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için; yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi zorunludur.” ,

Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ve sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İşin Süresi ve Sürenin Uzatılması” başlıklı 29 uncu maddesinde:

“(1) İşin, sözleşmesinde belirlenen zamanda tamamlanıp geçici kabule hazır hale getirilmemesi durumunda, gecikilen her gün için sözleşmesinde öngörülen günlük gecikme cezası uygulanır.

(2) Mücbir sebepler nedeniyle süre uzatımı verilebilecek haller aşağıda sayılmıştır:

a) Doğal afetler.

b) Kanuni grev.

c) Genel salgın hastalık.

ç) Kısmi veya genel seferberlik ilanı.

d) Gerektiğinde Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenecek benzeri diğer haller.

(3) İkinci fıkrada belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve Yükleniciye süre uzatımı verilebilmesi için, mücbir sebep olarak kabul edilecek durumun;

a) Yüklenicinin kusurundan kaynaklanmamış olması,

b) Taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması,

c) Yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi,

ç) Mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde Yüklenicinin İdareye yazılı olarak bildirimde bulunması,

d) Yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi,

zorunludur.”

Ve Kamu İhale Genel Tebliğinin “Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenen mücbir sebep halleri” başlıklı 25.3 üncü maddesinde:

“…

25.3.2. 4735 sayılı Kanunda düzenlenen haliyle mücbir sebepler, yüklenicinin sözleşme konusu işi sözleşmede belirtilen şartlarda yapmasını engelleyen durumlardır. Maddede sayılan hallerin taahhüdün ifasını engellemesi durumunda yüklenici tarafından süresi içerisinde idareye mücbir sebep başvurusunda bulunulması gerekmektedir. Yüklenicinin talebinin mevzuat çerçevesinde sonuçlandırılması hususundaki yetki ve sorumluluk idarededir. Anılan Kanun maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartların varlığı durumunda, idarece yapılan değerlendirme sonucunda mücbir sebep nedeniyle süre uzatımı verilmesi veya sözleşmenin feshi yönünde karar alınabilecektir. Örneğin süre uzatımına ilişkin başvurularda, yüklenicinin mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen 20 gün içinde idareye başvurması, mücbir sebep oluşturan olayları belgelemesi ve idare tarafından, meydana gelen olayın iş üzerinde gecikmeye tesiri olup olmadığı ve bu gecikmenin yüklenici kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının incelenmesi ve buna göre karar verilmesi gerekmektedir.

25.3.3. Yükleniciler tarafından idareye yapılan başvurularda (a), (b), (c), (d) bentlerinde belirtilen hallerin dışında bir sebebin söz konusu olması ve maddede sayılan diğer şartların bulunması durumunda, konunun (e) bendi kapsamında mücbir sebep olarak belirlenmesi talebiyle idareler tarafından Kuruma başvurulması mümkün bulunmaktadır. Kuruma yapılacak başvurularda gereksiz yazışmalara sebebiyet verilmemesini teminen, yüklenicinin mücbir sebep talebini oluşturan olayları belgelemek üzere idareye sunduğu belgeler ile varsa idarenin yaptığı incelemede ulaştığı belgelerin de gönderilmesi ve idarenin konuya ilişkin görüşünün açık olarak belirtilmesi gerekmektedir.

25.3.4. Kamu İhale Kurumu tarafından anılan Kanun maddesinin (e) bendi çerçevesinde mücbir sebep olarak kabul edilebilecek benzeri diğer hallere ilişkin olarak genel bir belirleme yapılmaktadır. 4735 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (a), (b), (c), (d) bentlerinde sayılan mücbir sebep hallerine bakıldığında bu durumlarda hem öngörülmezlik, hem de önlenemezlik şartlarının bir arada gerçekleşmesi gerektiğiaçıktır. Anılan maddenin (e) bendi çerçevesinde Kurumca belirlenecek “benzeri diğer haller” için de bu iki kriterin bir arada sağlanması şartı aranmaktadır. Buna göre idarelerce yapılacak başvurularda mücbir sebep olarak belirlenmesi istenilen durumun öngörülmezlik ve önlenemezlik kriterlerini birlikte taşıması gerekmektedir.

25.3.5. Kuruma yapılan başvuruların birçoğunda, mücbir sebep kabul edilmesi talep edilen durumun yükleniciler açısından öngörülmezlik ve önlenemezlik kriterlerini taşımadığı görülmektedir. Örneğin sözleşme konusu edimin ifa edilebilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasının, müdebbir bir tacir olarak yüklenicinin sorumluluğunda bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, ihale dokümanındaki şartları okuyup kabul ederek teklif veren isteklilerin, ihale konusu işi ihale dokümanına uygun bir şekilde yerine getirmelerini mümkün kılacak hazırlık ve programlama çalışmalarını, ihale konusu edimin ifasını zora sokmayacak şekilde önceden müdebbir bir tacirin sorumluluğunu taşıyarak gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Buna göre, idareye yapılan başvurular üzerine idarelerin yapacakları değerlendirmede başvuru konusunun yükleniciler tarafından önceden öngörülebilir ve önlenebilir olup olmadığının da değerlendirilmesi ve bu nitelikleri taşımayan talepler için Kuruma başvuruda bulunulmaması gerekmektedir.”

Hükümleri yer almaktadır.

Yukarıda belirtilen tespitler muvacehesinde; Daire Kararında öncelikli olarak mücbir sebep olarak ileri sürülen yangın olayının yüklenicinin kusurundan ileri gelmesi nedeniyle yangın gerekçeli mücbir sebep talebinin kabul edilmemesi gerektiği değerlendirmesi yapılmış ve bu durum itfaiye ve sigorta şirketi (… Sigorta) raporlarına dayandırılmıştır.

Ancak her iki raporun Sayıştay 5. Dairesi tarafından yangının çıkış sebebine gerekçe yapılan kısımları incelendiğinde; kesin bir yangın çıkış sebebi ve yangına sebebiyette sorumluluk bildirmediği, bu konularda ihtimale dayanan kanaat içerdiği açık olarak anlaşılmaktadır. İtfaiye raporunda belirtilen yangının bir üst katta yapılan kaynak sonucu oluştuğu kanaati somut ve kesin bir kanıt değildir. Nitekim raporda alevlenmenin kaynağı, “meçhul” ibaresi ile nitelenmiştir. Diğer yandan, sigortalı yüklenicinin zararını tazmin yükümlülüğü kapsamında sigorta firmasının hazırladığı ekspertiz raporundaki bir kısım değerlendirmeler esas alınarak mücbir sebebin varlığının kabulünün ön şartı olan öngörülmezlik ve önlenemezlik kriterlerinin gerçekleşmediği sonucuna varılması da objektif bir değerlendirme olmayacaktır. İdarenin somut kanıt olmaksızın kanunen yükümlülüklerini yerine getirmiş olan (getirmiş olduğu sigorta şirketi raporunda da ifade edilmiş) yükleniciye bundan ötürü gecikme cezası uygulaması beklenemez. Somut ve kesin bir kanıt olmaksızın yüklenicinin kusurlu sayılması, objektif iyi niyet kuralına da uygun düşmeyecektir.

Bu bağlamda, Müze İnşaatında meydana gelen yangın yüklenicinin kusurundan kaynaklandığını söylemek mümkün olmadığı gibi aksini ispat edecek herhangi bir bilirkişi raporu, itfaiye raporu, savcılığa intikal etmiş adli bir olay söz konusu değildir. Çıkan yangın, yüklenicinin taahhüdünü zamanında yerine getirilmesine engel niteliktedir ve müşavir firma ve (inşaat statiğini inceleyen) bağımsız firma (… Mühendislik) tarafından düzenlenen raporlarda hasarın içerikleri belirtilmiştir. Meydana gelen hasarların giderilmesinin taahhüdün yerine getirilmesini geciktireceği açıktır.

Öte yandan, yüklenicinin sözleşmeye aykırılığı halinde uygulanacak maddi yaptırım, kamu ihale mevzuatı açısından “gecikme cezası” altında, yüklenicinin işi sözleşme hükümlerine uygun veya süresi içerisinde yerine getirmemesi durumu olarak karşımıza çıkmakta olup, bu durum 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 20 nci maddesinde hüküm altına alınmıştır. 4735 sayılı Kanunun 36 ncı maddesine göre ise; işbu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

Hukuki anlamda borçlunun asıl borç olarak nitelendirilen bir borcu hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi durumunda ifa etmekle yükümlü olduğu edim borcuna cezai şart, diğer bir ifadeyle “ceza koşulu” denilmektedir. Cezai şartın işlevi, borçluyu sözleşme hükümlerine uyma konusunda zorlayıcı olmasıdır. Bu doğrultuda gecikme cezası da bir cezaî şarttır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) cezai şart “ceza koşulu” olarak 179 uncu ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 182/2 maddesinde; “Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız bale gelmişse, cezanın ifası istenemez.” denilmekte olup, buna göre gecikme cezası asıl borca bağlı bir borçtur.

Çıkan yangınla yüklenici firma ve İdare zarara uğramıştır. Söz konusu yangın nedeniyle yüklenici firmanın yükümlülüğünü zamanında yerine getirmesi mümkün olmamakla beraber yapılan işler de zarar gördüğünden yeniden yapılması gerekmiştir. Mevcut durumda kimseye kusur atfedilemeyen bu olayda TBK’nın 182/2 nci maddesi gereğince asıl borca bağlı bir borç olan cezai şartın uygulanması hukuken mümkün değildir.

Olayın bu yönüyle, müşavir firmanın raporu ve bağımsız firmasının raporunda hasarların belirtilmesi, yangından zarar gören işlerin bildirilmesi ve fotoğraflanması üzerine Yapı Denetim Komisyonunca yapılan inceleme ve düzenlenen tutanak sonucunda İdarece çıkan yangının mücbir sebep kabul edilip süre uzatımı verilmesi ve süre uzatımı verilen hallerde gecikme cezasının tahakkuk ettirilmemesi işleminde ihale mevzuatı ve Borçlar Kanunu uyarınca hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Daire Kararında ikincil olarak, yüklenici firmanın Üniversiteye, usule uygun şekilde yangını bildirmediği, bu sebeple yangın ile ilgili olarak mücbir sebep başvurusunu 20 günlük yasal süre içinde yapmadığı şeklinde bir değerlendirme yapılmıştır. Oysa yüklenici firma (yangından 10 gün sonra, 20 günlük başvuru süresi içinde) 26.11.2018 tarihinde (Üniversite tarafından usul ve mevzuata uygun olarak imzalanmış sözleşme ile yetkilendirilmiş olan) müşavir firmaya yazılı olarak başvurmuştur. Yüklenici firma başvurusunda; “Taahhüdümüz altında yapılmakta olan Müze İnşaatı İşinde; yangın raporu ve hasar tespit raporu ektedir, işin süresinin ne kadar uzatılmasını gerektirecek ek süre talebimiz … firmasının vereceği yangın statik raporundan sonra tarafınıza iletilecektir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Aynı gün (26.11.2018 tarihinde) müşavir firma tarafından o dönemde Üniversite Genel Sekreteri kadrosunda bulunan …’a elden teslim ettiği anlaşılan yazıda; “Müze şantiyemizde 16-11-2018 tarihinde meydana gelen Yangın hadisesi sebebiyle yüklenici tarafından hazırlanan YANGIN HASAR RAPORU’na ek olarak yine yüklenici tarafından gönderilmiş “Düzeltme Yazısı”’nı ekte tarafınıza teslim ediyorum. Gereğini rica ederim.” denilmektedir.

Her iki belge de (Üniversite kurumsal evrak kayıt numarası taşımaması nedeniyle) üzerlerinde yazılı tarihlerde düzenlenip düzenlenmediğini kanıtlayan/doğrulayan herhangi bir resmi kayıt bulunmadığı ve (Üniversite tüzel kişiliğini Rektör temsil eder denilerek) Üniversite Genel Sekreterine teslim edildiği gerekçeleriyle usulsüz bulunmuş, dolayısıyla süresi içinde mücbir sebep başvurusu yapılmadığı belirtilmiştir. Ancak, konunun Üniversite tüzel kişiliğini kimin temsil ettiği olmadığı açık olup, Üniversiteye gelen idari nitelikteki yazıların doğrudan Rektöre gitmediği, Üniversitede idari yazıların Genel Sekretere gittiği bilinen bir husustur. 2547 sayılı Kanunun 51 inci maddesi uyarınca üniversitelerde merkezi yönetim örgütünün başında Genel Sekreter vardır. Keza Yapım İşleri Tip Sözleşmesinin 2. maddesinde yazılı tebligatın kurye gibi yollarla da yapılacağı düzenlemesi de elden teslime imkân vermektedir.

Müşavir firmanın 26.11.2018 tarihli yazısının Genel Sekretere ulaşmış olması nedeniyle, 4735 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin 2 inci fıkrasında belirtilen “yüklenicinin mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde başvurunun yapılması gerektiği” ve Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 29 uncu maddesinin yedinci fıkrasının “uzatılacak sürenin tespiti o anda mümkün değilse bunun da sebeplerini ayrıca belirteceği, durumun netlik kazanmasından sonra istediği süre uzatımını da ayrıca bildireceği” düzenlemeleri uyarınca yüklenici başvurusunun usule uygun bir başvuru olduğu açık olup; bunun kabul edilerek, süre talebi için gereken inceleme sonrasında 19.12.2018 tarihli yazı üzerine verilen süre uzatım kararının yangın tarihinden itibaren verilmesi yönüyle de mevzuata aykırı bir husus yoktur.

Son olarak, Daire Kararında 31.12.2018 tarihinde geçici kabulü yapılan işin Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 41 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki geçici kabulün “yapılan işin kusurlu ve eksik kısımlarının bedelleri toplamının işin sözleşme bedelinin yüzde beşinden fazla olmamasına bağlı olduğu” kuralına göre kusur ve eksikliklerin % 5’ten fazla olmasından ötürü henüz geçici kabul safhasında bulunmaması nedeniyle geçici kabulünün yapılmaması ve geçici kabule hazır hale getirilinceye kadar cezalı çalışmaya devam etmesi veya mevzuattaki diğer hukuki yollara başvurulması gerektiği değerlendirmesi yapılmış ise de; bu değerlendirme Denetçilerin herhangi bir hesaplama yapmadan sadece yerinde yaptığı denetimlerdeki gözlemlere dayanmaktadır. Buna karşın, işe ait 31.12.2018 tarihinde Geçici Kabul Komisyonu’nun hazırladığı geçici kabul belgesinde bulunan eksik işlere ait, kalan işlerin parasal miktarı ve ihale bedeline karşılık yüzdelik üzerinden uzman kişi olarak bilirkişi raporu hazırlanması, İdare tarafından 09.06.2021 tarihli, 02843 nolu … 21. Noterliğinden … tarafından gönderilen yazı ile Yüksek Mimar …’den (Bilirkişi No: 10391) talep edilmiş olup, adı geçen Bilirkişinin hazırladığı Raporda geçici kabul tarihinde % 95’in üzerinde iş yapıldığı açık bir şekilde ortaya konulmuştur.

Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, -ilam maddesindeki yukarıda belirtilen her üç değerlendirme de hukuken isabetli olmamakla beraber- yüklenicinin mücbir sebep kaynaklı usule uygun süre uzatım talebine binaen verilen süre uzatımı sonrasında usulüne uygun olarak geçici kabulü gerçekleştirilen işte geçici kabule kadar gecikme cezası kesilmemesi, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71 inci maddesi kapsamında herhangi bir kamu zararına neden olmadığından; 173 sayılı İlamın 29. maddesiyle verilen … TL’nin tazminine ilişkin hükmün 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen yeni hüküm tesisi için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE, oy çokluğuyla, karar verildi.

(Sayıştay Temyiz Kurulunun 21.09.2022 tarih ve 52315 sayılı kararı)