Dava, Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na uyulmaksızın adi yazılı sözleşmeye istinaden yapılıp ödenmediği iddia olunan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece taraflar arasında Kamu İhale mevzuatına göre sözleşme ilişkisinin kurulmamış olması gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı ile davalı Kiğı ...’nü temsilen kaymakamlık arasında 12.11.2011 tarihli kaymakam ile davacı şirket arasında imzalanmış adi yazılı sözleşme bulunmaktadır. Davalı ... ve kaymakamlık kamu kurumu olup tüm ihale ve satın alma, imalât ve inşaat işlerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanunu’na uygun prosedür yürütülerek yani ihale ve ilan, pazarlık ya da doğrudan temin usulüne göre işlem yapmaksızın sözleşme ilişkisi kurulması mümkün olmadığından taraflar arasındaki adi yazılı sözleşme geçersizdir.

Ancak bir kamu kuruluşunun gerçek veya tüzel kişiye Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanunu’na uygun prosedür yürütülmeksizin herhangi bir imalât yaptırmış olup bu imalâtın kamu kurumu yararına olması ve kullanılması halinde bedelinin vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK. 410 ve devamı ile dava tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6098 TBK 526 ve devamı maddeleri gereğince yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle talep edilmesi mümkündür (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 21.01.2015 gün 2014/1626 Esas 2015/77 Karar, 16.03.2017 gün 2016/4147 Esas 2017/1154 Karar sayılı ilamları).

Bu durumda yanlar arasında usulüne uygun olarak prosedür yürütülmek suretiyle kurulmuş eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamakla birlikte geçersiz adi yazılı sözleşmede belirtilen işlerin davacı tarafça yapıldığı ve davalı yararına olduğunun tespiti halinde bedeli işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleriyle istenebileceğinden mahkemece davacının ileri sürdüğü iş ve imalâtları yapıp yapmadığı konusundaki delilleri toplanıp, konusunda uzman teknik bilirkişiden davacının davalı yararına geçerli sözleşmesi olmaksızın ileri sürdüğü iş ve projeleri yapıp yapmadığı ve bunların davalı yararına olup olmadığı ile yapılmış ve iş sahibi yararına ise işin yapıldığı saptanacak tarihi ile mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 136,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine,
karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarih ve 2019/3687 E., 2020/1837 K. nolu kararı)