İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri Baydar, Ali Çolak, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT‘nun katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esası esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ

Dava, davacı şirket tarafından, 2009/137801 ihale kayıt numaralı Karataş (Adana) Kanalizasyon İnşaatı işinden dolayı belirlenen 403.206,92 TL kesin teminat tutarının 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tahsiline ilişkin 2.11.2013 günlü, 2348 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

İdare tarafından, bir kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla kamu gücü kullanılarak tek taraflı iradeyle tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemlere karşı açılacak davalarda idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 59. maddesinin ikinci fıkrasında, bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerden dolayı haklarında birinci fıkra gereğince ceza kovuşturması yapılarak kamu davası açılmasına karar verilenler ve 58 inci maddenin ikinci fıkrasında sayılanların yargılama sonuna kadar Kanun kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılamayacakları, haklarında kamu davası açılmasına karar verilenlerin, Cumhuriyet Savcılıklarınca sicillerine işlenmek üzere Kamu İhale Kurumuna bildirileceği belirtilmiştir.

5.1.2002 gün ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı, Kamu İhale Kanununa göre yapılan ihalelere ilişkin sözleşmelerin düzenlenmesi ve uygulanması ile ilgili esas ve usulleri belirlemektir”, 2. maddesinde, “Bu Kanun, Kamu İhale Kanununa tabi kurum ve kuruluşlar tarafından söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılan ihaleler sonucunda düzenlenen sözleşmeleri kapsar” ve 21. maddesinde, “Yüklenicinin, ihale sürecinde Kamu İhale Kanununa göre yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun sözleşme yapıldıktan sonra tespit edilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.

Ancak, taahhüdün en az % 80’inin tamamlanmış olması ve taahhüdün tamamlattırılmasında kamu yararı bulunması kaydıyla;

a) İvediliği nedeniyle taahhüdün kalan kısmının yeniden ihale edilmesi için yeterli sürenin bulunmaması,

b) Taahhüdün başka bir yükleniciye yaptırılmasının mümkün olmaması,

c) Yüklenicinin yasak fiil veya davranışının taahhüdünü tamamlamasını engelleyecek nitelikte olmaması,

Hallerinde, idare sözleşmeyi feshetmeksizin yükleniciden taahhüdünü tamamlamasını isteyebilir ve bu takdirde yüklenici taahhüdünü tamamlamak zorundadır. Ancak bu durumda, yüklenici hakkında 26 ncı madde hükmüne göre işlem yapılır ve yükleniciden kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı kadar ceza tahsil edilir. Bu ceza hakedişlerden kesinti yapılmak suretiyle de tahsil edilebilir” hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Karataş (Adana) kanalizasyon inşaatının 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre açık ihale usulüyle 5.969.930,80 TL teklif birim fiyatla ihale edilerek, 17.2.2010 tarihinde F. Kardeşler İnş. Tic. Ve San. Ltd. Şti. ile sözleşmesinin imzalandığı, işin projesine uygun olarak tamamlandığı ve 18.4.2012 tarihinde geçici kabulünün yapıldığı; Sayıştay Başkanlığı adına davalı Banka faaliyetlerini inceleyen Uzman Denetçi tarafından tesis ihalesinde işin yüklenicisinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Cetveli üzerinde yapılan incelemede, SMMM onayının gerçek olmadığının belirlenmesi nedeniyle soruşturma raporu düzenlendiği; yapılan suç duyurusu sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendiği; iddianamenin kabul edildiği ve ceza davasının açıldığı Davalı İdare hukuk müşavirliğince, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun hükümlerinden hareketle yüklenicinin, ihale sürecinde Kamu İhale Kanununa göre yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun sözleşme yapıldıktan sonra tespit edilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların gelir kaydedileceği ve sözleşme feshedilerek hesabının genel hükümlere göre tasfiye edileceği, ancak, taahhüdün en az % 80’inin tamamlanmış olması ve taahhüdün tamamlattırılmasında kamu yararı bulunması kaydıyla, Kanununa göre yasak fiil veya davranışlarda bulunduğu sözleşme yapıldıktan sonra tespit edilen yüklenici hakkında 4735 sayılı Kanunun 29 ncı maddesi hükmüne göre işlem yapılması ve kesin teminat ve ek kesin teminatların tutarı kadar ceza tahsil edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı belirtilerek, söz konusu şirket hakkında 4735 sayılı Kanunun 21 nci ve 26 ncı maddeleri doğrultusunda işlem tesis edilmesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine İller Bankası Anonim Şirketi Adana Bölge Müdürlüğünce 2.11.2012 gün ve 2348 sayı ile “Yükleniminiz altında yapımı tamamlanarak 18.01.2012 tarihinde geçici kabulü yapılan Karataş (ADANA) Kanalizasyon İnşaatı ile ilgili Genel Müdürlüğümüz yazısı ekte gönderilmekte olup, ilgi yazı ile kesin teminat ve ek kesin teminat kadar bedelin nakit olarak alınması, bunun mümkün olmaması halinde bu bedelin kesin hakedişinizden tutulması ve tahsil işlemi tamamlanana kadar teminatınızın iade edilmemesi istenmektedir.

Söz konusu iş için sözleşme aşamasında 564.000,00 TL'lik kesin teminat mektubu verilmiş, ancak tesisin geçici kabulünün eksiksiz ve kusursuz olarak yapılarak geçici kabul tutanaklarının 30.04.2012 tarihinde Genel Müdürlüğümüzce onaylanması ve 15.06.2012 tarihinde SGK’dan ilişiksizlik belgesi alınmasından sonra, Sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 45. maddesi gereğince Bölgemizde bulunan 564.302,00 TL’lik kesin teminat mektubunun yarısı (283.000,00 TL) iade edilmiş olup Bölgemiz nezdinde 283.000,00 TL’lik kesin teminat mektubunuz bulunmaktadır.

Tesisin sözleşme bedeli 5,969.930,80 TL olup, kesin kabulün yapılmasına müteakip tahakkuka bağlanacak olan kesin hakediş itibariyle toplam fiyat farkı 750.184,51 TL’dir. Bu durumda kesin teminat tutarı 5.969.930,80 + 750.184,51 = 6.720.115,31 X 0,06 - 403.206,92 TL olmakladır.

Genel Müdürlüğümüzün ilgi yazısı doğrultusunda, kesin teminat tutarı olan 403.206,92 TL’nin nakden Bankamıza ödenmesi, aksi takdirde 974,27 TL’lik kesin hakediş alacağınız tutularak, mektup olarak bulunan 283.000,00 TL’lik teminatınız nakde çevrilecek olup eksik kalan tutarın tahsili için işlem başlatılacaktır.” şeklinde işlem tesis edildiği, ve bu işlemin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Dava konusu edilen işlemin, şirket hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17. maddesinde ve Türk Ceza Kanununda yer alan "Resmi Belgede Sahtecilik" suçuna istinaden kamu davası açıldığının bildirilmesi nedeniyle, 4735 sayılı Yasa’nın 21. maddesi uyarınca tesis edilen bir idari işlem olması karşısında, sözleşme yapıldıktan sonra ve yüklenilen iş yürütülürken tesis edilmiş olsa bile, 4734 ve 4735 sayılı Yasa hükümlerine aykırılıktan bahisle idarece kamu gücüne dayanılarak ve tek yanlı olarak tesis edildiği ve icrai nitelik taşıdığı; bu işlemin, sözleşmeden doğan bir ihtilaf olarak nitelendirilmesine ve iradi bir özel hukuk ilişkisinin verdiği haklar çerçevesinde tesis edildiğini kabul etmeye olanak bulunmadığı açıktır.

Bu durumda, ihale sürecinde Kamu İhale Kanununa göre yasak fiil veya davranışlarda bulunulduğunun sözleşme yapıldıktan sonraki aşamada tespit edilmesi üzerine tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesi kapsamında görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davada İdari Yargı yeri görevli olduğundan, Ankara 8. İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ  : Davanın görüm ve çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8. İdare Mahkemesinin 11.12.2012 gün ve E:2012/1767, K:2012/1665 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

(Uyuşmazlık Mahkemesinin 30.12.2013 tarih ve 2013/1634 E.,  2013/1847 K nolu kararı)