Başvuru sahibi istekli tarafından 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (g) bentlerinde sayılan durumlarda olmadığına dair belgeler kapsamında Nuh Yıldırım adına Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce düzenlenen adli sicil belgesinin sunulduğu, anılan belgede “Yukarıda kimlik bilgileri bulunan kişinin adli sicil kaydı vardır. Yukarıda kimlik bilgileri bulunan kişinin adli sicil arşiv kaydı yoktur.” bilgisinin yer aldığı, söz konusu belge incelendiğinde; Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı ile Nuh Yıldırım’ın “resmi belgede sahtecilik” suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51/3 maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay süreyle hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve cezanın 30.11.2022 tarihinde kesinleştiği, yine Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı ile de Nuh Yıldırım’ın “mühür bozma” suçunu işlediği kanaatine varılarak TCK’nın 52/2’nci maddesi gereğince 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve cezanın 14.09.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İdarece DSİ Genel Müdürlüğü Barajlar ve HES Dairesi Başkanlığına gönderilen 29.03.2024 tarih ve 4501750 sayılı yazıda “…adı geçen mahkemelerce Bölge Müdürlüğümüze iletilen cevabi yazılar ve ekleri ile Adli Sicil Belgesi yazımız ekinde gönderilmiş olup, Sivas Merkez Haydarlı Göleti İnşaatı işinde Öner İş Yapı İnş. Turz. Mad. A.Ş-Sivasyol İnş. Nak. Hafr. Mad. Müh. Tic. ve San. A.Ş İş Ortaklığı ile sözleşme yapılıp yapılmayacağı konusunda Daire Başkanlığınız görüşlerine ihtiyaç duyulmuştur.” ifadelerine yer verilmiş,
DSİ Genel Müdürlüğü Barajlar ve HES Dairesi Başkanlığınca söz konusu idare yazısına binaen Hukuk Müşavirliği’ne gönderilen 02.04.2024 tarih ve 4511606 sayılı yazı ile de özel ortak Sivasyol İnş. Nak. Hafr. Mad. Müh. Tic. ve San. A.Ş’nin sunduğu adli sicil arşiv kaydı belgesinde arşiv kaydının 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinin 4’üncü fıkrasının (e) bendi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek konunun Müşavirlikçe değerlendirilerek hukuki görüşünün bildirilmesi istenilmiştir.
Hukuk Müşavirliği’nin Barajlar ve HES Dairesi Başkanlığı’na gönderdiği 05.04.2024 tarih ve 4524186 sayılı cevabi yazıda da “…Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri doğrultusunda adı geçenin iş yerinde “mühür bozma” suçunu işlemesi sebebiyle ceza aldığı ve cezanın kesinleştiği hususu göz önüne alındığında işlediği suçun mesleki faaliyetin yürütülmesinden kaynaklandığı dolayısıyla “mesleki faaliyetlerinden dolayı hüküm giymiş olmak” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
İdarece gönderilen ihale işlem dosyasının incelenmesi sonucunda, Nuh Yıldırım hakkında Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.09.2023 tarih ve 2023/125E., 2023/220K sayılı kararına ait gerekçe incelendiğinde; “…Sanık Nuh Yıldırım hakkında TCK’nın 203/1 maddesinde düzenlenen “Mühür Bozma” suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Sivas Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Yıldızeli ilçesi Nevruz köyü mevkiinde Sivasyol İnş. Nak. Haf. Mad. Müh. Akary. Tic. San. A.Ş tarafından işletilen ‘Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi’ nin 28/72 sayılı Çevre Kanunu’nun kapsamında geçici faaliyet gösterdiğinden dolayı aynı kanunun 15’inci maddesi kapsamında faaliyetinin durdurulmasına karar verilerek tesisin kumanda merkezinin kapısına 08/01/2016 tarihinde kelebek mühür takılmak suretiyle durdurulduğunu, çağrı merkezlerine yapılan ihbar üzerine söz konusu yerde 19/04/2016 tarihinde yapılan denetimde mühürlerin takıldığı yerde olmadığı ve tesisin faaliyette olduğunun tespit edildiği iddia edilen olayda her ne kadar Nuh Yıldırım üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş olsa da sanık savunmasında mührü kendisinin bozmadığını hava şartlarından dolayı bozulmuş olabileceğini beyan etmiş ise de söz konusu tesisin 28/72 sayılı Çevre Kanunu’nun 15’inci maddesi gereği faaliyetinin durdurulmasına karar verilerek 08/01/2016 tarihinde mühürlendiği, 18/04/2016 tarihinde Sivas Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne gelen ihbarda söz konusu tesisin faaliyetlerinin devam ettirildiğinin bildirildiği, İl Müdürlüğünce 19/04/2016 tarihinde ihbar üzerine yapılan kontrollerde mührün kaldırılmış ve tesisin faaliyetlerinin devam ettiğinin tespit edildiği olayda sanığın söz konusu tesiste müdür olduğu; 29/04/2015 tarihli Nuh Yıldırım ile belge sahibi Haldun Onat arasında tanzim edilen protokole göre tesis faaliyetleri sırasında meydana gelebilecek zararlara ilişkin sorumluluğun sanık Nuh Yıldırım’a ait olduğunun belirlendiği, sanık Nuh Yıldırım’ın söz konusu mührün hava şartları nedeni ile bozulmuş olabileceği yönündeki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, zira söz konusu mührün sadece bozulmuş olmakla kalmayıp tesisin faaliyetlerine devam edildiği, bu durumun 19/04/2016 tarihli İl Müdürlüğü tarafından ihbar üzerine yapılan kontrolde sabit olduğu, mührün bozulduğunu ve faaliyetlere devam edildiğinin şirket müdürü olan Nuh Yıldırım tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanık Nuh Yıldırım’ın üzerine atılı TCK’nın 203/1 maddesinde düzenlenen “Mühür Bozma” suçunu işlediği vicdani kanaatine varılmıştır. Sanık Nuh Yıldırım’ın üzerine atılı “mühür bozma” suçunu işlediği kanaatine varılarak eylemine uyan TCK’nın 203/1 maddesi uyarınca 5237 sayılı yasanın 61’inci maddesinde öngörülen suçun işleniş biçimi, sanığın kişiliği, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği yer ve zaman suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin güttüğü amaç göz önüne alınarak takdiren alt sınırdan cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları, hükmolunan cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek cezasının TCK’nın 62/1 maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılmıştır.
Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği anlaşıldığından, sanık hakkında Mahkememizin 2017/131 Esas, 2017/196 karar sayılı ilamı ile uygulanan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararındaki hükmün açıklanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
…
2-Sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önüne alınarak mağdur sanık hakkında verilen cezanın TCK’nın 52/2 maddesi gereğince günlüğü takdiren 20,00 TL’den olmak üzere 3.000,00 TL “Adli para cezası ile cezalandırılmasına” …kesin olmak üzere karar verildi” ifadelerine yer verildiği, söz konusu Mahkeme kararının 14.09.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuat düzenlemeleri doğrultusunda 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendi kapsamında, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin, yönetim kurulu üyesi olmasa dahi şirketin idaresinde hakim etkisi bulunan ortak veya ortakların ihale tarihinden önceki beş yıl içinde, mesleki faaliyetlerinden dolayı yargı kararıyla hüküm giymesi durumunda tüzel kişiliğin ihale dışı bırakılacağı,
Kamu İhale Genel Tebliği’nin yürürlükteki 17.5.1.3’üncü madde açıklamasından da; anılan Kanun’un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendi kapsamında uygulama yapılabilmesi için mesleki faaliyetten dolayı yargı kararıyla hüküm giyilmiş olmasının şart olduğu, “belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya” veya “bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılmaya” ilişkin feri cezaya hükmedilmiş olması şartının aranmayacağı anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar bir arada göz önünde bulundurulduğunda; ihale tarihinden önceki beş yıl içinde ilgililerce mesleki faaliyetin yürütülmesinden kaynaklı olarak yargı kararıyla hüküm giyilmiş olmasının isteklinin ihale dışı bırakılmasını gerektirdiği; bu kapsamda feri ceza olarak “muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası”na ilişkin mahkûmiyet halinin varlığından bağımsız olarak, mesleki faaliyetin yürütülmesinden kaynaklanması şartıyla herhangi bir mahkûmiyet halinin bulunmasının yeterli olduğu; bir başka anlatımla, mesleki faaliyetin yürütülmesinden kaynaklanan mahkûmiyet hali kapsamında feri ceza olarak meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına hükmedilmemiş olmasının, anılan Kanun’un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendi çerçevesinde işlem tesis edilmesine engel teşkil etmediği sonucuna ulaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat düzenlemelerinden, Kamu İhale Genel Tebliği’nin 17’nci maddesinden, 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanmasında, mahkumiyet kararlarının mesleki faaliyetten kaynaklanıp kaynaklanmadığının somut olay bakımından ayrı ayrı değerlendirilerek göz önünde bulundurulması gerektiğinden hareketle, mahkumiyet hükmünün mesleki faaliyetin yürütülmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususu irdelendiğinde,
Somut olayda, Nuh Yıldırım’ın “yönetim kurulu üyesi, müdür” olarak görev yaptığı tesisin 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 15’inci maddesi gereği faaliyetinin durdurulmasına karar verilerek 08.01.2016 tarihinde mühürlendiği, 18.04.2016 tarihinde Sivas Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gelen ihbarda söz konusu tesisin faaliyetlerinin devam ettirildiğinin bildirilmesi üzerine İl Müdürlüğünce 19.04.2016 tarihinde yapılan kontrollerde mührün kaldırıldığı ve tesisin faaliyetlerinin devam ettiğinin tespit edilmesine binaen, Nuh Yıldırım’ın “mühür bozma” suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, dolayısıyla söz konusu mahkumiyet halinin mesleki faaliyetin yürütülmesinden kaynaklandığı düşüncesinde hareketle, idarece 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendi kapsamında, ihale tarihinden önceki beş yıl içinde, mesleki faaliyetlerinden dolayı yargı kararıyla hüküm giyme durumunun varlığı nedeniyle ihale dışı bırakılma ve geçici teminatın gelir kaydedilmesi müeyyidesinin uygulanmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı ve başvuru sahibinin bu yöndeki iddiasının yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
(Kamu İhale Kurulunun 27.06.2024 tarih ve 2024/UY.I-805 nolu kararı)
Yorum Bırak