Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı şirket vekili; kafeterya-market yapıp, 20 yıl süreyle işletmeyi ve sonunda devretmeyi, ihale sonucu taahhüt ettiklerini, ancak piyasa şartlarının ağırlaşması nedeniyle işi yapamayacaklarını 3.7.1995 günü bir yazıyla davalıya bildirdiklerini ve 200 milyon liralık teminat mektubunun da iadesini istediklerini, ancak davalı işsahibinin iadeye yanaşmadığını ileri sürerek, 200 milyon lira borçlu olmadıklarının tespiti ile teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işsahibi vekili ise, teminatın muhtemel zararı karşılamak için alındığını, binanın bitiminden itibaren aylık işletme kirasının ihale uyarınca 172 milyon lira olduğunu, işi yeniden ihaleye çıkartacaklarını, bu nedenle asgari 3 aylık kira tutarı 516 milyon liradan yoksun kaldıklarını, aslında zararlarının daha fazla olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkeme; kafeterya yapılacak taşınmazın ihaleyi yapan işsahibine (SSK Trabzon Hastanesi Koruma ve Kalkındırma Derneği) değil, Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait olduğu, davalı derneğin 2886 sayılı yasaya bağlı bulunmadığı ve işin yapılamaması halinde teminat mektubunun alıkonacağına ilişkin bir hükmün de şartnamede yer almadığı, gerekçesiyle davanın kabulüne hükmetmiştir.

Kararı, davalı dernek vekili temyiz etmiştir.

Davalı dernek tarafından yapılan ihale ilanında 200 milyon lira bedelli teminat mektubu alınacağı belirtilmiş ve 8 katılımcının girdiği ihale, 172 milyon liraya davacının üzerinde kalmıştır. Şartnamede, binanın ihale tarihini takip eden 3 ay içerisinde tamamlanacağı ve işletme kirasının da binanın hizmete girdiği tarihten itibaren aylık olarak peşin alınacağı belirtilmiştir İhale 8.4.1995 günü yapılmış; davacı ise, işi yapamayacağını 3.7.1995 günlü noter ihtarnamesiyle davalı derneğe bildirilmiştir.

Basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gereken (TTK, m.20/II) davacı şirketin, ihalenin yapılmasından ve şartnamenin imzalanmasından sonra, piyasa şartlarının ağırlaşmasından bahisle akdi tek taraflı olarak feshetmesi, kusurlu bir davranıştır. Bir kimse, kendi kusurlu davranışıyla, başkasına verdiği zarardan, kural olarak sorumludur. Davalının, burada kira kaybı kadar zarara uğradığı da açıktır. Davalının bu savunması mahsup niteliğinde olup bir itirazdır. İtirazın, mahkemece re'sen göz önünde tutulması gerekir.

Somut olayda, ihalenin yapıldığı 8.4.1995 günü ile akdin davası tarafından tek taraflı olarak feshedildiği 3.7.1995 gününe kadar 3 aylık bir zaman kaybı mevcuttur. İşin yeniden ihaleye çıkarılması yine zaman alacaktır. Bu 3 aylık süre, davalının asgari zaman kaybıdır. İhale evrakına göre aylık kira 172 milyon lira olup, üç aylık kira ise 516 milyon liradır. Davalının bu zararı, davacının 200 milyon liralık teminatından daha fazla olup, işbu davada re'sen mahsup edildiğinde, davacının bir alacağı bulunmamaktadır.

Bu itibarla, reddi gereken davalının, yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamış ve bu kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı'ya geri verilmesine 4.12.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 04.12.1996 tarih ve Esas: 1996/ 5575, Karar: 1996 / 6442 nolu kararı)