I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında "Dört Adet İki Hasta Taşıyabilen Ambulans Uçak Kiralanması Hizmet Alımı" sözleşmesi imzalandığını ve imza tarihinden yüz elli gün içinde işe başlanması gerektiğinin belirlendiğini, uçağın kiralanması için görüşülen firmanın sebep göstermeksizin uçağı başkasına satması, diğer uçağın...'da meydana gelen sel felaketi nedeniyle kullanılamaz hale gelmesi ve Rusya'dan kiralanmak istenilen uçağın da siyasi sebeplerle kiralanamaması nedeniyle süre uzatım talebinde bulunduklarını, ancak talebin reddedildiğini, öngörülemeyen durumlara rağmen müvekkilin uçağı uçuşa hazır hale getirdiğini, ancak davalının haksız cezai şart uyguladığını ve TC-AEK kuyruk isimli uçak için 466,164 euro, TC-KLC kuyruk isimli uçak için ise 594.528 euro gecikme cezaları kesildiğini ileri sürerek şimdilik 50.000 TL'nin hak edişlerden kesinti yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının yaptığı ihale sonucu taraflar arasında "Dört Adet İki Hasta Taşıyabilen Ambulans Uçak Kiralanması Hizmet Alımı" sözleşmesi imzalandığı, davacının verilen 150 günlük süre içinde ambulans uçağı temin edememesi nedeniyle hakkıda cezai işlem uygulandığı ve hakedişlerinden kesinti yapıldığı, davacı taraf yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, davacının ileri sürdüğü sebeplerin mücbir sebepler arasında yer almadığı, ihaleyi imzalayan ve sözleşme şartlarını bilen davacının olabilecek olumsuzlukları değerlendirerek gerekli önlemleri alması gerektiği, ayrıca cezai kesinti işlemi uygulanması ve havuz hesabından yapılan kesintilerin iadesi talebi de, yapılan kesinti işlemine herhangi bir itiraz bulunmaması ayrıca ceza indiriminin ekonomik koşula yol açacak fahişlikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile havacılık alanında faaliyet gösteren ve tacir sıfatını haiz davacının, süre uzatımı için mücbir sebep olarak ileri sürdüğü...'daki sel felaketi dışındaki nedenlerin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 10. maddesi, Kamu İhale Genel Tebliğinin 25.3. maddesi ve sözleşmenin 17.1.1. maddesindeki mücbir sebep hallerinden herhangi birisini teşkil etmemesi, sel felaketinin ise davacıya verilen 150 günlük süre içerisinde meydana gelmesi ve 4735 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince olayın meydana geldiği tarihi izleyen 20 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi şartının yüklenici tarafından yerine getirilmemiş olması, TTK nın 24. maddesi gereğince tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini isteyemez ise de, borçlu durumda olan tacirin, iktisaden mahvını mucip olacak ve onun eskisi gibi ticarî faaliyetini devam ettirmesine imkân tanımayacak derecede (ağır) ve (yüksek) ise, o zaman, böyle bir (cezaî şartı) ahlâk ve adaba aykırı bir şart olarak kabul ederek, (kısmen) veya (tamamen) iptali cihetine gitmenin mümkün olması, mahkemece davacının ileri sürdüğü sebeplerin mücbir sebepler arasında yer almadığı, ihaleyi imzalayan ve sözleşme şartlarını bilen davacının olabilecek olumsuzlukları değerlendirerek gerekli önlemleri alması gerektiği, ayrıca cezai kesinti işlemi uygulanması ve havuz hesabından yapılan kesintilerin iadesi talebinin de, yapılan kesinti işlemine herhangi bir itiraz bulunmaması ayrıca ceza indiriminin ekonomik koşula yol açacak fahişlikte olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, 11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 6. HD., T. 11.1.2024, E. 2022/4344, K. 2024/105)
Yorum Bırak