K A R A R -
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalılar tarafından çalıştırılan dava dışı işçilerin davalı şirketlerin ortak girişim olarak ihale ile aldıkları veri hazırlama ve tıbbi kayt hizmetleri işinde yetkili sendika ile imzalanan toplu iş sözleşmesi kapsamında çalıştığını, müvekkili aleyhine açılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacakları ile ilgili davaların işçiler lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçilere icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduğunu, ödemenin rücuen tahsili amacıyla davalılara icra takibi yapıldığını ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacının davalılar ile yapılan sözleşme kapsamında davalılar bünyesinde çalışan işçilere yapılan ödemeyi aralarında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine dayalı rücuen tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı kurum ile davalıların oluşturduğu adi ortaklık arasında 2010-2011 dönemine ilişkin veri hazırlama hizmet alımına ilişkin sözleşme 12.11.2009 tarihinde; 2012-2013 dönemine ilişkin sözleşme ise davalılardan ...-... Tem. Yemekhane Pers. Hizm. İnş. Nak. Turizm Tic. Ltd. Şti. ile 25.11.2011 tarihinde imzalanmıştır.Davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık işçilerinin Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye oldukları, toplu iş sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulunun 13.12.2011 tarihli kararı ile 15.07.2011-14.07.2013 dönemi için bağıtlandığı, toplu iş sözleşmesinin taraflarının davalı şirketleri oluşturan adi ortaklık ile Türkiye Sağlık İş Sendikası olduğu anlaşılmaktadır.

Dava dışı 35 işçinin davacı Bakanlık aleyhine iş mahkemelerinde açtğı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davaların davacı aleyhine sonuçlandığı ve davacının davalılardan alamadığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farklarını işçilere ödediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarını dava dışı işçilere ödeyen davacı Bakanlığın bu tutarlardan münhasıran sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Anayasal bir hak olan toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme yapma hakkı, hukuki kaynağını Anayasadan alan ve sosyal taraflara yasa gücünde düzenleme yapma yetkisini veren sosyal bir haktır. Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe iş sözleşmeleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. İş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Toplu iş sözleşmesinde iş sözleşmelerine aykırı hükümlerin bulunması hâlinde ise iş sözleşmesinin işçi yararına olan hükümleri geçerlidir.(6356 Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 36/1 m.) 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun “Fiyat farkı verilebilmesi” başlıklı 8'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında; “(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/13 md.) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2'nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. ” düzenlemesi getirilmiştir.

Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde aksine hüküm bulunsa dahi işveren kanundan kaynaklanan (asgari ücret artışı, toplu iş sözleşmeleri gibi) ücret artışlarını işçilere yansıtmak zorundadır. Bu ödeme sorumluluğunu sözleşme hükmünü gerekçe göstererek yükleniciye yükleyemez. 4735 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 3. fıkrasında yazılı usulle toplu iş sözleşmesi yapılması halinde bu toplu iş sözleşmesi uyarınca işçiye ödenen ücretten asıl işveren sorumlu olacaktır. Bu durumda, mahkemece iş mahkemesi kararları, toplu iş sözleşmesi, ihale evrakı, hizmet alım sözleşmeleri üzerinde iş hukuku ve toplu iş sözleşmelerinde uzman bilirkişi heyeti marifetiyle inceleme yapılarak, alt işveren tarafından kamu işveren sendikalarından birine toplu iş sözleşme yürütme ve imzalatma yetkisi verilip verilmediği hususu göz önünde tutulup açıklamalı gerekçeli denetime elverişli rapor alınıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 01.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 01.04.2021 tarih ve 2021/1313 E., 2021/1360 K. nolu kararı)