Davacı dava dilekçesinde birden fazla alacak kalemi ile ilgili toplam 2.500,00 TL’nin tahsilini talep etmiş ve bu miktar üzerinden harç ödeyerek dava açmıştır.
Bu durumda mahkemece öncelikle HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen “Hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında davacı talebinin her bir kalem talep için ne miktarda olduğunun davacı tarafı verilerek süre ile açıklattırılması gerekir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin “kesin teminatın ve ek kesin teminatın geri verilmesi” başlıklı 11.4.1 maddesinde “taahhüdün sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısı, sosyal sigortalar kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanı yükleniciye iade edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi sözleşmenin teminatın iadesiyle ilgili maddesine göre “geçici kabulün onay tarihinde ve iş sahibinin alacağının olduğunun tespit edilmemesi durumunda” kesin teminatın yarısı yükleniciye iade edilecektir. Somut olayda, geçici kabul 16.06.2011 tarihinde onaylanmış olup, davalı iş sahibince o tarih itibariyle davacı yüklenicinin sözleşmeden doğan borcunun bulunduğu ileri sürülmediği gibi buna ilişkin bir tespit ve belge de ibraz edilmemiştir.
Bu durumda kesin teminatın yarısının iadesi koşulları gerçekleşmiş olup, idarece buna rağmen kesin teminatın yarısının iade edilmemesi sebebiyle yüklenicinin geçici kabul onay tarihinden kesin kabulün onay tarihine kadar kesin teminat mektubu için ödediği komisyon/dönem faizinin yarısını isteyebileceğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece seçilecek mali müşavir bilirkişiden istenebilecek komisyon/dönem faizi konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davacı tarafından verilecek açıklama dilekçesine göre bu konudaki talep de dikkate alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 3. bent uyarınca kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 154,30 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.10.2019 tarih ve 15. Hukuk Dairesi 2019/2693 E., 2019/4132 K. nolu kararı)
Yorum Bırak